8 Mart 2018 Perşembe
🔻8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Bugün 8 Mart Dünya kadınlar Günü. Gazetelerde köşe yazılarında, TV'lerde reklamlarda neredeyse her yerde kadınlar var bugün. Ama sadece bugün. Bugünden sonra yine şiddette maruz kalan kadınları, çocuk gelinleri, düşüncelerini dile getiremeyen kadınları etrafimizda görmeye ve haberlerde izlemeye devam edeceğiz. Peki neden?
Toplumumuzda kadının iş hayatında erkeklerin gerisinde kaldığı konuşulmakta ve birçok kadın dernekleri kurulmakta. Haksız değiller elbette ama önce kadının aile hayatındaki yerine bakmak lazım. Çünkü toplumu oluşturan en küçük birim aile. Her insan ailesinde yetişir ve topluma katılmaya baslar. Ya kadınlar?
Kadınlar da önce bir çocuktur. Bu çocukları nasıl yetiştiriyoruz ki kendilerini bir erkeğe muhtaç ve onların gerisinde görüyorlar. Öyle aileler var ki çocuklarına özgürce düşüncelerini ifade etmeleri gerektiği öğretip onlara birer birey gibi davraniyorlar. Ama öyle aileler var ki kız çocuklarını hep ikinci plana atıp erkek çocuklarını el üstü tutuyorlar. İşte toplumda erkek şiddetine maruz kalan kadınların çoğu da bu ailelerde yetişen kadınlarımız.
Kisiliklerimizin oluştuğu yerdir aile. En büyük görevde annelere dusmekte.Peki nasıl bir anneye? Kız erkek demeden çocuğunu ayırmayan ikisine de aynı sevgiyi emeğı gösteren bir anne. Kız çocuğu için nasılsa yarin öbür gün evlenip gidecek oğlum benimle kalacak demeyen bir anne. Sus, konuşma, gülme, abine cevap verme, onu giyme diyen değil; Haksızlığa uğradığında susma, fikirlerini dile getirmekten korkma, kahkaha atmaktan çekinme, kıyafetlerine kimseyi karıştirma diyen bir anne. Ve çocuğunu çok çok seven bir anne. Annelerimiz kadın değil mi? Kadının kadına uyguladigi bu duygusal ve psikolojik şiddet bitmediği sürece kadın toplumda hep aynı yerde kalacak.
Babalara da elbet bir çok görev düşüyor. Kadın düşüncelerine saygı göstermeyen, şiddet uygulayan, sevmeyen, onu bir mal gibi satan adamı ilk kez baba figuründe görünce babam nasılsa katlanmaliyim diyerek bakiyor. Evlenince kocamdir iş yerinde patronumdur diye diye ezilen oluveriyor. Oysa ona her zaman arkasında olduğunu gösteren, özgürlüğünü kısıtlamayan, sevgisini belli eden bir baba görse ailesinde evde kocasına , iş yerinde patronuna katlanmaz.
Kadın önce savaşmayı öğrenir. Toplum baskısına, önyargilara karşı hep savasir. Ailesine karsi bile savasir yeri geldiginde. Ne zaman ki ailesinde mutlu kadınlar yetişir o zaman bu dünya değişir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder